30 Temmuz 2022 Cumartesi

ist-

Istanbul ile aramdaki ilişki tam olarak zerre mantığın olmadığı platonik aşk evliliğine benziyor. Hiç sahiplenmemiş, saygı ve nezaketten yoksun, tüm bunların üstünde sevgisiz. 11 (on iki) yıllık beraberliğimizin tükenmişlik seviyesinde kendi rekorumuzu kırmış bulunmaktayız şu dengesiz ve depresif yaz havalarında.

Sevgili Istanbul öyle kaprisli bir şehirsin ki..kaprisli olduğun kadar da güzelsin ne yazık ki..tam söveyim ve gideyim diyorum, bir güzelliğin dokunuyor gülümsemenin emanet gibi durduğu yüzümde ve güldürüyorsun. Tam tersi de olabiliyor tabii. Ama ben çok yoruldum artık. Bitik olduğunu düşünüyordum ama yitirmişim ben seni kavuşmadan. Seni olduğun yerde bırakıp başka diyarlara gitmek istiyorum, karar verdim. Önce daha sıcak ve doğası zengin bir şehre, ardından ver elini Yunan.. :) Bendekileri iyi edeyim, arınayım senin toksik havandan, tozundan, insanlarından. Kendimi iyileştireyim, sonra kanatlarımı onarıp yeniden uçmaya başlayayım. Belki hemen değil ama yolun sonunu gördüm, bu da harika bir his.

Tüm radikal kararlarımı senin üzerine alıp, nice fırsatları teptim senin için Istanbul. Sen ise bana bunca zamanın sonunda değersizlik hissiyatı ve kalp kırıklığı dışında ne verdin ? Sevgisizlik. Öyle korkmuşum ki sevgiden. Öyle sarıp sarmalayıp diplere gömmüşüm ki, sanki birine minnacık sevgi göstersem hayatım, elimdeki her şey eriyip gidecek. Kalbim ve başka yerlerim kupkuru oldu sevgisizlikten. Zaman zaman beni derinden etkilemiş olan dizilerin belli sahnelerini açıp izliyorum acaba hala hissedebiliyor muyum diye. Bugün yeniden ağlayabildiğimi gördüm ve mutlu oldum. Senden uzaklaştıkça sevmemek uğruna ördüğüm duvarlarım da alçalacaktır diye hissediyorum.

Beni çok yordun be Istanbul. Güzelliğin de karın doyurmuyor, cazın da pahalı zaten. Sana hiç yakışmayan, seni hiç haketmeyen, seni hor gören, kötü kullanan bu insanları hak ediyorsun ve ben senin için savaşmayacağım artık. Gideceğim en doğru zamanda ve sen özünü restore edilemeyecek bir şekilde yitirmeye devam edeceksin. Sen ki iki kıtaya kıvrım kıvrım salınmış tek şehirsin,.. yazık. Çok yazık !

21 Mayıs 2022 Cumartesi

me kare

isterim ki gelsin, saçlarımdan tutup dudaklarıma yapışsın; önce ıslak ta ki kurutup kanatana kadar.. sonra bacaklarımı ayırıp evine gelsin; kendini bulana beni kendimden götürene kadar.. ter soğumadan nem dönüş yoluna çıkarken sarılsın..ben sağımın üstüne yatarım, sarsın beni arkadan ve mememi avuçlasın. Memelerim çok önemli, tutsun, kavrasın -ki uyuyabileyim. öylece uyuyalım. Memeler de keyifli, ohh ne ala..

4 Mayıs 2022 Çarşamba

chock-a-block

Bayramlar,bayramlar..

Resmi tatiller, dini bayramlar,..vs vs.

Aslında bu kadar. Artık pek konuşasım yok zira söylediğim herşeyin bir zaman sonra bana karşı koz olarak kullanılmasından bir hayli yoruldum. Gün geçtikçe kalabalıklaşan aileme inat ben gün geçtikçe eksiliyorum. Nicelikte sıkıntı yok, fiziksel olarak nitelikte sorun var. Neyse, bekleyişteyim ben. Akıyorum yoğun ve ağırca fakat tetikteyim. Gelmekte olan günler göz kırpıyor, güzelliklerden yana umutluyum. Hissediyorum, tam olacağım. Bütünleşeceğim. Artık iyi olacağım. Bu hissiyat Utarit, Zühre, Erendiz'den gelmiyor. Kırıklarından çırpınan kalbimin tutunuşları bunlar. Bir şeyler ya da biri(leri) borcunu ödemeye gelecek ya da toptan gidecek. Hadi bakalım hayırlısı diyelim o halde :)

24 Nisan 2022 Pazar

southern comfort

Gece güzelleşmişim. Aşka gelip şarkılar dinlemiş, şarkılardaki aşka gelmişim. Güzel olmuş, pek de iyi olmuş. Yüreğime sağlık :)

Yalnız ne tatlı bir sarhoşluktur; tarifi zor. Darısı size, bir o kadar da bize.. hadi esen kalın :)

ost

Her anına bir şarkı yakıştırabildiğiniz bir aşk düşünün -ki bunu önceden de zikretmiştim. Sabah crystal planet akşam and the world returned demiştim. Öyle çok detay var ki oysa.. sevdiceğinin alnındaki pütürüğün bir soundtracki..mesele şu an detaylar değil. Mesele kafa dağıtmaya gittiğin barda en az üç kişinin yalnız olduğun için muhabbet kurma çabası sonunda erken kalkıp eve dönüş yolunda playlistinin sana yaptığı sürpriz..Bu nasıl bir şarkı biliyor musun? İş çıkış saatleri civarı yani akşamüstü, birlikte, nispeten daha kırsal bir alandan daha yoğun kentsel bir alana giderken sıfır replik fakat maksimum bir etkileşim altında dinlediğin bir parça.. yaz kış farketmez, bir güneş var orada. Sonu beraber ya da yalnız, mühim değil. Bu parça beraber dinlenir, sarılırsın. Hem de nasıl bir sarılmak..tüm borçlarını ödemiş de üstüne kenara para koymuşsun hisssiyatı veren. Böyle bir aşk işte.. Hem siz ne bilir ne anlarsınız ki ? Hiçbiriniz kafam kadar da güzel değilsiniz zaten..

malum parça için : https://youtu.be/CrBICqt6rTo

23 Nisan 2022 Cumartesi

33 words

Bazen sadece şarkılardaki küçük detayları yakalayabileceğim birinin özlemini çekiyorum. Çok değil, bir kişi felan..o ince nüanslardır ki, bir ömre bedel..öyle ince ama öyle güçlüdür ki bağ kurar, aşık eder..öyle işte.

18 Nisan 2022 Pazartesi

double entendre

Günümün ertesinden selamlar herkese ! :)

Pek güzel pek bereketli girdim yeni yaşıma. Harika insanlar biriktirmişim; yıllardır paylaşılamayanlara rağmen daha dün berabermişiz gibi hatırlandım, mutlu oldum. Göz ardı ettiğim yeteneklerim mevzu oldu, bu da farklı bir renk kattı. Bir Anadolu yakası yaptım geldim bu süre zarfında ve iki yaka arasında ikileme düştüm:

Bu şehir iki yakaya bacaklarını ayırmış, oldukça nazlı, kıvrak hatlı ve iri kemikli göründü gözüme, hafif mağrur öte yandan.
Bu şehir bedenen çok büyük ; kayboluyorum hala zaman zaman.
Bu şehir ruhen de çok küçük ; neresine gidersem gideyim kaçamıyorum çoğu zaman.
Gün ışığında mavi, geceleri simsiyah olan mavi-siyah saçlarında ne anılar saklar bu şehir, bilinmez ama hiç doğru dürüst sahiplenmediği beni çok na-zikçe sakladığı aşikar.

Yağmurlu geceler..

https://youtu.be/Z9LPCex5ksw

31 Mart 2022 Perşembe

ahpathetic

Ezbere yaşadığım hayatımın bir gecesinden selamlar !
Ayaklarım öğrenmiş, götürüyorlar, sağolsunlar. Açlık da hissetmiyorum, ama ellerim yediriyor, onlar da çok sağolsunlar, zaten görevlerinde azalmalar var - laf aramızda :)
Uykuya doyamadığım şu gecelerde gözlerimi kapattığım her an birileriyle yüzleşip, sabaha yorgun fakat arınmış ve hafiflemiş kalkıyorum. Ruhen iyiyim ama bedenen pek de iyi olduğum söylenemez. Sanırım durum artık bir hayli psikosomatik. Ayağıma değen küçük bir taş parçası bile kalbime dokunuyor artık. Öyle bir koptu kayış..yalnız kafam nasıl hafif. Bakar görmez, dinler işitmez oldum. Kalbim acımış, yorulmuş çok..iyi olsun artık.
Farkettim de, renkleri de görmüyorum. Lacivert arzuluyorum sadece. Elime kocaman bir fırça alıp döne döne laciverte bürümek istiyorum kendimi; açıklı koyulu her yer; başka da bir şey yok, boşluk.
Çıplak olmamak için giyiyorum birşeyler, ama ne giydiğimin bilincinde değilim. Bu süre zarfında üşüyorum, hee..bir de kalbim sıkışıyor. Konuşmak, anlatmak istiyorum ama herkes kendi işinde..buraya uğruyorum. Sağolsunlar canım ellerim yazıyorlar bir şeyler.. Böyle böyle geçiyor zaman ve gittikçe daha da hissiz, heyecansız ve tutkusuz biri oluyorum. Kalbim çok incinmiş öte yandan, hiç olmadığı kadar ağır geliyor, yorulmuş. Ne yapsam da iyi olsa, bilmiyorum. Uyarmıştı ama iş işten geçmiş, toparlanmıyor. Bakınıyorum sağa sola ama dedim ya görmüyor(d)um.Sahi, değişik bir şey oldu bugün :)
Metro güzergahı üzerinde bir zamanlar çalıştığım yere yakın bir duraktan geçerken tüm insan figürlerine rağmen gelin gibi süslenmiş ağaçlar gördüm. Ağaçlar bu soğuğa, bu kabalığa, bu çirkinliklere rağmen böylesine vurdumduymaz bir edayla çiçeklenebiliyorsa, ben de deneyebilirim diye düşündüm. Son bir gayret, hadi dedim.
Bunu da halledebiliriz be. Yalnız şey..biri gelsin, kendiliğinden. Çatkapı gelsin, kalbimden öpsün.
Ben uyumaya gidiyorum. Hoş kalın.

20 Mart 2022 Pazar

kşa

Pazar gününe dönmüş - hatta donmuş olsak da kar yağışından mütevellit bana hala Cumartesi. Gün ışığını görene kadar Cumartesi. Bir decade*i birazcık aşkındır Cumartesi günleri normalden daha yoğun hissederim. Genelde yalnızımdır ve bununla barışalı da yaklaşık bir decade olsa da Cumartesileri hala biraz acıtır. Neyse, konumuz haftanın günleri değil. Birazcık kelime çalışması yapmak istiyorum aslında. Mesela "aşk".
Aşk nedir azizim ? Ben artık el ele tutuşan insanların birbirine "aşkım" diye hitap etmesinden çok yoruldum. Telefonunda "aşkım" diye kayıtlı biri varken başka birisini arzulayandan da..
Yastığının diğer ucu değildir aşkın, sol yanındır. Aşkın senin yanında olmayandır ve olmayacak olandır da. Duruma göre hoştur, bazen de "ölsem ve kurtulsam" dedirtendir. Aşkta saygı, kin, sinir, küçük jestler..vb gibi beklentiler olmaz. Zaten yok olduğundan beklenti de olamaz. Aşk bireysel bir şeydir, tek başına taşıdığın, kimseciklere anlatamadığın; paylaşamadığın. Neyini anlatabilirsin ki paylaşasın ? Muhtemelen illetli diye yaftalanırsın, boşver, anlatma.
Gün doğumunda gülümseyerek selamladığın, ışıklar söndükten sonra sarıldığındır aşk. Tüm duvarlarını komple indirebildiğin, "güvenebildiğin", yalansız dolansız bir bütün, yek olabildiğindir. Fiziksel ihtiyacındır; başkaları kurtarmaz, köreltemez o ihtiyacı. Aort gibidir. Belki başka vücutlarda bulabilirsin birtakım kırıntılar, ama muvakkattır, kanma. Kendini başkasına sunamadığındır. Acı ne olursa olsun, tatlı tatlı tahayyül ettirendir. Duruma göre zordur. Fakat siz sevilmeyi tercih edin, nihayetsiz sevin. Karşılıklı nezaket ve saygı çerçevesinde el ele yoldaş olun. Aşık olmayın azizim, zinhar olmayın.
Ben oldum bi kere. Hem de nasıl oldum..olmaz olaydım.

decade : on yıllık zaman birimi. Türkçe'de tek bir kelime olarak karşılığı olmadığı için böyle yazmayı tercih ettim. Hem kime ne?

12 Mart 2022 Cumartesi

s-now

Şiir gibi kar yağıyor. Kar sesleri susturur, insanları saklar. Keşke iç sesleri de susturabilse, keşke beni de saklayabilse. Şu an tek ihtiyacım olan saklanmak; avuç içine sığabilecek kadar küçülebilirim, soğuktan bağımsız. Güvensizlik hissiyatı böyle bir şey işte. Kaybolanların telafisi olmuyor maalesef. Ve ben dakikalar geçtikçe daha da eksiliyorum; içeriden ayrı, dışarıdan ayrı.. Bundan sanırım avuç içine sığabilitem, saklanma arzum. Saklanayım ki, toparlanayım, iyi olayım. Kendime daha sağlam duvarlar örebileyim, zira yenilenme işlemi pek hızlı olamıyor artık. Kırıkları tamir edeyim, tozları alayım, temizleyeyim, cila çekeyim. Dokunmasın kimse..iyi olayım ben. Kar da şiddetlendi öte yandan. Dokunmaya gelemez ki kimsecikler. Kar yolları kapattı, sırf bu yüzden gelemiyor kimsecikler. Ellerim de ısınmıyor zaten. Eksiliyorum ya, daha çok üşüyorum. Olsun, kar çok güzel örtüyor herşeyi. Beyaz örtüyor, yalansız, saf. Yalansız, direkt üşümeyi özledim. Gitsem mi ben, en güzeli? Hava soğuk, başka denizlere bakıyorum da, rüzgar tersten esiyor; sıkıntılı bir durum. Kar çok yağıyor, kimsecikler gelmez artık, gidip saklanayım ben en iyisi.

11 Şubat 2022 Cuma

heart

Kendini yenileyebilen organlar vardır. Yenileyemeyenler ise kalanlarla idare etmeye çalışır, yaşantılar bunu öğretti. Hepsinden bağımsız hayati önemi kocaman olan kalp vardır, ben bunu iyi belledim. Yükü ve değeri büyük olduğundan herkes dokunamaz ona, girmeye nail olamaz. Girmişse de evi olmuştur artık. Acıdır fakat, sizin evinize aldığınız kişinin evinde kıçınıza dikenler batması. Ne yapacağınızı bilemezsiniz; otursam mı az daha yoksa sarılıp öpsem mi..yapacak çok şey vardır elbet eğer orası sizin de eviniz ise.. Sorarım şimdi size; geriye tutuşturulabilir bir parçası dahi kalmamış bir kalbin enkazından farklı şekillerde yanması nasıl mümkün olabilir ? Bir kalp - hani şu yumruğumuz kadar olan - aynı yerden defalarca nasıl kırılabilir? Kırılabiliyormuş.