13 Ocak 2024 Cumartesi

a mi carita bonita

Üzülmekten kaçınma kararı almıştım bir süre önce.. 

Dün aldığım bir haber tüm irademi unutturdu; nefesim yetmedi, kendime sığmaz oldum. Birçok güzelliğin vücut bulmuş hali olan,en çok da suratını sevdiğim Nazlı, evinde çıkan bir yangında hayatını kaybetmiş. Oysa ki çok yakın bir zamanda buluşup spor yapacaktık beraber.. birbirimize katacaklarımız vardı: ben ona tiyatro, o bana sinema. Olmadı. 

Değişik bir kızdı Nazlı..harika bir ses tonu ve onu taçlandıran bir diksiyonu vardı. Kelimeleri özenle seçerdi. Bir keresinde -klasik ben (ki bu yönümü ehlileştirmeye çalışıyorum)- gıcık oldum ve onu incitmemek adına uzak durdum bir süre. Sonra doğum günü haftası sıfırladım her şeyi, bilirsiniz ki doğum günleri benim için çok önemlidir. Şaşırdı, sevindi. Buluşma kararı aldık, dönüp baktığımda yaptığım en iyi şeylerden biri olduğunu görüyorum. Başbaşa muhteşem bir gece geçirdik. Saatlerce konuştuk, güldük..hatta beni farkında olmadan gıcık ettiği için özür diledi. Böyle ince, böyle nazik bir kızdı Nazlı..-di, -dı.. işte. Ortak sancılarımız vardı, çoğu metropol insanı gibi ama umutluydu. 30 yaşına girmişti, inceden tedirgindi. Ona gelecek yılların daha iyi hissettireceğini söyledim, beraber yaş almayı diledik. O da olmadı. 

Beni çok beğenir ve çok severdi. Hayatım boyunca duyduğum en ilginç iltifat ondan gelmişti: "öyle güzel bir yüzün var ki, evi ve arabayı üstüne yaptırabilirsin." :) Ben onun güzeliydim, o da benim güzel suratlımdı. Ahh be Nazlı.. 

Öte yandan; 

Yine bir Beşiktaş hikayesi.. ilk gittiğim andan beri huzur bulamadığım, nedenini araştıracak enerjiyi bile layık görmediğim bir yer. Dik yokuşlu, oksijen yoksunu, basık ve kasvetli bir yer. Güneşin önüne oturan bulut gibi mutluluk gölgeleyen. Yıllar önce ismen tanıdığım pırıl pırıl bir genç olan Elbruz orada kazada ölmüştü. Orada çalıştım bir süre, hayatımın en travmatik günleriydi. Otel cinayeti de olmuştu sonrasında, o yokuş bulvar iyicene dikleşmişti. Nazlı da yangında öldü zaten. Sanki beşik değil mezartaş. Artık daha net dile getirebilirim ki, hiç sevmiyorum.



Güzel uyu güzel surat..

1 Aralık 2023 Cuma

dec-amber

Bir yılın daha sonuna gelmiş, yepyeni bir döneme tazecik umutlarla başlamış bulunmaktayım en sevdiğim ayın ilk gününde. Aralık zirvedir çünkü, her yıl bu aya ulaşabilmek bir başarıdır benim için. Sanırım yıl da öyle hissediyor ki en güzel renklerini ve ışıklarını ona saklıyor. Sanki tüm yıl idareli kullanması gerekiyormuş da ekstra pintilik ediyormuş gibi ayın ilk gününden itibaren elde kalan tüm renkleri en güzel tonlarıyla serpiştiriyor gün doğumuna ve batımına. Geceler dersen, o da ayrı bir güzellik.. Tüm renkler bir yana dursun, kırmızının en güzel tonudur Aralık. Aralık en sıcak ve en samimi zirvedir. Musmutlu ve huzurlu bir yıl olsun bana.. kayıpsız ve sağlıklı. Günün tonlarını kaçırmamanız dileğiyle..🙏🏻

8 Eylül 2023 Cuma

16 Mayıs 2023 Salı

/ɪɡˈzɔː.stɪd/

Exhausted.. Evet..bir yorgunluk var, kendi alanında bir hayli şiddetli fakat tükenmeyi unutmuş başka şeyler de var tam olarak adlandıramadığım. Ah benim arsız tutkularım :)

Her şeyin umut edilenin aksi yönünde ilerlediği şu günlerde, bana zararı dokunmadığına inandığım için asla kabul etmediğim inadım diğer yöne doğru gidiyor. Gayet iyiyim, sağlıklıyım. Çok şükür.

Huzurluyum bir başıma..lakin..hmm.. yeri doldurulamayacak büyüklükte kayıplar yaşayınca art arda, bir yol arkadaşına ihtiyaç duyar gibiyim. Yazarken zorlandım; sanki kendimden ödün vermişim, tenzil-i rütbe yapmışım. Ama durum böyle. Yanında rahat olabileceğim, daha da rahat olabileceğim, hatta "ben bu kadar rahat mıymışım yaw ehuehueh" diyebileceğim bir arkadaş istiyorum. Fresh olsun mümkünse, zira kalıntılarda kırılmaktan yoruldum. Biraz da vizyon lazım tabii, fikir fakiri istemem. Maddi-manevi denge de önemli, kendisi için. Ben kendime bakabiliyorum, görev tanımımızı iyi bilelim. :)

Çok yoruldum aslında be.. yumruklarımı sıkıp, gardımı tetikte tutarak ilerlemekten. Gelişler var, önceki gidişleri aratan..özlem de var tüm bunları katlanabilir kılan.. Bir de bazı insanlar var, kalbimi daha çok kırabilmek için özür dileyip kapımı yeniden çalan..hepsinden öte tutkularım var, şu arsız olan.

..Alev Ateş..

2 Nisan 2023 Pazar

Pakiz'e..

Tam da bugün 18 sene önce.. Sen bypass ameliyatına girecektin. Ameliyat öncesi sana sakinleştirici yapmışlar, gülümseyerek huşu içinde el sallayarak uyuyakaldın ameliyathaneye giderken. İlk kez o an farketmiştim senin bir gün ölebileceğini, yollarımızın ayrılacağını.. oysa şimdi bakıyorum da, 24 gün geçmiş..tek fark, yollarımızın ayrıldığına inanmıyor olmam, daha da önemlisi bunu çok derin hissediyor olmam.
Zaman zaman rüyamda öldüğünü görürdüm, sabah uyanır bakardım, yastık sırılsıklam, gözler şiş. Hemen seni arardım, sen anlardın sesimden, sorardın :
P : Noldu? öldüm mü gene ben ?
A : hı hım. Anane sen sakin ölme tamam mı? ben ölürüm senin yerine.
P : emaann sen de, sktr be ! sen de ölme.
A : beraber ölelim o zaman ?
P : tamam.
konuşma sonunda sen de ağlardın. Bu o kadar çok oldu ki, hani derler ya "rüyada birini ölmüş görürsen ömrünü uzatırsın", bir yerden sonra sana " son birkaç yıldır yaşıyorsan,benim rüyalar sayesinde" diyordum. Gülüyorduk beraber. Çok güldük seninle, ağladık da..ama daha çok güldük. Bir başka severdin sen beni, hatta en çok beni severdin, hissettirirdin de. Son konuşmamız da "seni seviyorum" ile sonlandı zaten.

Birşey diyeyim mi sana Sultanım, kimseye seviyorum diyesim gelmiyor. Giderayak değil de gittikten sonra da bıraktın sen bana birşeyler. Acı yok mu, var elbet, ama gidiyor bir şekilde..iyiyim yani, merak etme beni. Sadece evime döndüğümde zorlandım. >Gebze'den döndüğümde anneme ya da babama mesaj atar, seni direkt arardım vardığımı haber vermek için. Bunu kasıtlı olarak bir süredir yapmıyordum, ara diye 🫢 Pazar akşamı oluyordu ya bu genelde.. çayını içip, odana çıkardın, namaz, dua, soyun dökün,kremlen, tumba yatak öncesi beni arardın. Çoğunlukla 10-10,5 arası olurdu. "seni şimdiden özledim,Missy'yi de (Misty demezdin, ben de bozmazdım). Açmayın arayı, gene gelin" derdin. Sonra aşka gelir " çok seviyorum yaa Ayşegül'üm benim güzel kızım" derdin. Erirdim buralarda, bilmezdin. O Pazar geldim..10 oldu. 10:15, 10:30, 10:45.. arayan olmadı be anane..sonraki günler de arayan olmadı. Ben ararsam işte.. sonuçta kimilerinin annesi, kimilerinin ablası, kimilerinin teyzesi, babaannesi idin ve herkesin kendince bir yas süreci vardı, alınmadım. Giden başkası olsaydı, sen beni en az 150 kere arardın be ananem. Giden ananem değildi aslında; annem, arkadaşım, sırdaşım, sultanım, canımın en içisi, bitanecim.. dolayısıyla sen gittin, telefonum çalmaz oldu. Alışıyor insan, bir süre kalbimi tuta tuta yürüdüm, ama iyiymiş herşeyim, doktor öyle dedi, için rahat olsun.
Bir de için neyden yana rahat olsun biliyor musun? En son halin de çok güzeldi. Mor şampuanla yıkadığın saçların, sarartıyor diye vazelin sürmeyip özel krem aldırdığın topukların, ellerimle kremlediğim alnın.. pırıl pırıl, çok güzeldi. Soğuktu, çünkü sen yoktun aslında, ama güzeldin, için rahat etsin. Hatta dedim kendi kendime "ölmek de yakışır mıymış?" Yakışıyormuş Pakiz Sultan.

Gözümde hangi görüntü sabitlendi, duysan "kız sen nereden hatırlıyorsun? çok küçüktün" derdin kesin. Bana kahvaltı hazırlamışsın, daha okula bile gitmiyorum, 4-5 yaşlarındayım, rafadan yumurtalık vardı, set şeklinde, tek kişilik. Ona koymuşsun yumurtayı, gemi gibi sallıyorsun beni cezbetmek için. Oradaki ışığını hiç unutmadım anane.. hiç de eksik etmedin zaten, gitmeden kısa bir süre önce, sırf istedim diye erkenden kalkıp yaptığın mısır ekmeğini uzatırken de aynı ışık vardı gözlerinde. Işığın daim olsun canımın içisi. Bir de kimsenin olmadığını düşündüğün zamanlarda söylediğin şarkı..genelde mutfakta birşeyler yaparken söylerdin. "Akşam oldu, hüzünnnleeeendiiiim ben yine". O hüzün kısmını öyle yaşayarak söylerdin ki.. dedeciğimi özlediğini hissederdim. Birkaç kere görmüştüm güzel yanaklarından süzülenleri..

Hatırladığım çok şey var, unuttuğum hiç yok. Sen çok güzel bir aileydin bana ananem. Son görüşmemizde de dedim ya, "ben senden razıyım, Allah da senden razı olsun".. keşkem yok, kırıklık, kırgınlık yok.. çok teşekkür ediyorum sana..iyi ki yanımdaydın hep. Zaten ölüm yok olmak değildir ki, yıldız tozu muyuz canım biz? Seni seviyorum Pakiz Sultan.. güzel uyu, huzurlu ve ışıklı..🙏🏻🖤

30 Temmuz 2022 Cumartesi

ist-

Istanbul ile aramdaki ilişki tam olarak zerre mantığın olmadığı platonik aşk evliliğine benziyor. Hiç sahiplenmemiş, saygı ve nezaketten yoksun, tüm bunların üstünde sevgisiz. 11 (on iki) yıllık beraberliğimizin tükenmişlik seviyesinde kendi rekorumuzu kırmış bulunmaktayız şu dengesiz ve depresif yaz havalarında.

Sevgili Istanbul öyle kaprisli bir şehirsin ki..kaprisli olduğun kadar da güzelsin ne yazık ki..tam söveyim ve gideyim diyorum, bir güzelliğin dokunuyor gülümsemenin emanet gibi durduğu yüzümde ve güldürüyorsun. Tam tersi de olabiliyor tabii. Ama ben çok yoruldum artık. Bitik olduğunu düşünüyordum ama yitirmişim ben seni kavuşmadan. Seni olduğun yerde bırakıp başka diyarlara gitmek istiyorum, karar verdim. Önce daha sıcak ve doğası zengin bir şehre, ardından ver elini Yunan.. :) Bendekileri iyi edeyim, arınayım senin toksik havandan, tozundan, insanlarından. Kendimi iyileştireyim, sonra kanatlarımı onarıp yeniden uçmaya başlayayım. Belki hemen değil ama yolun sonunu gördüm, bu da harika bir his.

Tüm radikal kararlarımı senin üzerine alıp, nice fırsatları teptim senin için Istanbul. Sen ise bana bunca zamanın sonunda değersizlik hissiyatı ve kalp kırıklığı dışında ne verdin ? Sevgisizlik. Öyle korkmuşum ki sevgiden. Öyle sarıp sarmalayıp diplere gömmüşüm ki, sanki birine minnacık sevgi göstersem hayatım, elimdeki her şey eriyip gidecek. Kalbim ve başka yerlerim kupkuru oldu sevgisizlikten. Zaman zaman beni derinden etkilemiş olan dizilerin belli sahnelerini açıp izliyorum acaba hala hissedebiliyor muyum diye. Bugün yeniden ağlayabildiğimi gördüm ve mutlu oldum. Senden uzaklaştıkça sevmemek uğruna ördüğüm duvarlarım da alçalacaktır diye hissediyorum.

Beni çok yordun be Istanbul. Güzelliğin de karın doyurmuyor, cazın da pahalı zaten. Sana hiç yakışmayan, seni hiç haketmeyen, seni hor gören, kötü kullanan bu insanları hak ediyorsun ve ben senin için savaşmayacağım artık. Gideceğim en doğru zamanda ve sen özünü restore edilemeyecek bir şekilde yitirmeye devam edeceksin. Sen ki iki kıtaya kıvrım kıvrım salınmış tek şehirsin,.. yazık. Çok yazık !

21 Mayıs 2022 Cumartesi

me kare

isterim ki gelsin, saçlarımdan tutup dudaklarıma yapışsın; önce ıslak ta ki kurutup kanatana kadar.. sonra bacaklarımı ayırıp evine gelsin; kendini bulana beni kendimden götürene kadar.. ter soğumadan nem dönüş yoluna çıkarken sarılsın..ben sağımın üstüne yatarım, sarsın beni arkadan ve mememi avuçlasın. Memelerim çok önemli, tutsun, kavrasın -ki uyuyabileyim. öylece uyuyalım. Memeler de keyifli, ohh ne ala..