18 Ocak 2017 Çarşamba

:(/)

Pessimist olduğunu kabul etmek bence optimisme atılmış en büyük adımdır. Neden mi ?
Zor çünkü pozitif olmak. Aslında söylemek istediklerimizin aksini sözcüğe vurmak tüketici..iyiye odaklanmaya çalışmak..
Ölüm diye bir gerçek var. Ölüm kötü değil, aksine iyi. Ama sevdiklerimize "sonra görüşürüz" derken bile sonrasından emin olamıyoruz. "Herşey çok güzel olacak" demek de yorucu. Pozitifliğe yönelmek çok zor. Ben pessimist bir insan olduğumu kabul edip, bu şekilde yaşamaya başlayalı en optimist insan oldum. Kasmıyorum artık : " o amk bardağında yarım bardak su var!" ohh bee !

Insanlar genelinde bastırılmış negatifler. Mesela, bir insanın mutlu olmasına destek oluyorsun. Cesaretlendiriyorsun. Elini tutuyorsun. Yuvasını yapıyorsun. Sonuç : senden uzaklaşıyor ya da yanında olmuyor aynı ölçüde.
Öte yandan, başka bir insan kendi mutluluğu için aşkının peşinden koşuyor..içinde bulunduğu durumun biraz çetrefilli olduğunu düşünelim ; yuva yıkıcı oluyor. Yaparken de yıkılıyor aslında. Insanlar negatif ve korkak. Ve sanırım ben insan değilim :)

Bazen tanımadığım yaratıkların arasına karışıp, kaybolmak istiyorum. Bir sinema olsun, bir de tüm kabuklarımı koparırcasına yolan bir film. Dokunsun her yanıma, iğne gibi batsın. Ağlayayım. Karanlıkta, yüksek seste, tanımadığım yaratıklar tarafından sarmalanmış halde haykıra haykıra ağlayayım. Sonra gülümseyerek çıkayım. Birşeylerim kalsın o karanlıkta.

Yapmak lazım arada..

12 Ocak 2017 Perşembe

emerji

Altı günün ardından bugün köprünün diğer tarafına geçtim. Kıtalararası değil, şehir içinde şehir gibi.
Aslında herkese nasip olmaz aynı gün, hatta kısacık zaman dilimi içinde kıta değiştirmek ama hissiyatı zor. Hissediliyor kıta değişimi. Benim içinse durum çok daha farklı. Unkapanı köprüsünün diğer tarafı karmakarışık bir dünya. Evim dediğim, kendimi güvende hissettiğim yer Unkapanı köprüsünün oradan Zeytinburnu'na kadar. Küçücük bir alan belki ama bana yetiyor. Yaklaşık bir hafta boyunca evimdeydim,semtimde. Kocaman bir tatil gibi geldi, iyi hissettirdi. Yağan karın etkisi gözardı edilir gibi değil tabii :)

Kar çok güzel. Saatlerce izledim. Perdelerimi açtım. Yürüdüm. Üşüdüm, hatta hissizleştim soğuktan. Bu süre zarfında ağzım kapanmadı hiç. Ağlamadım. Güldüm hep. Geceler bitmedi, gündüzler gözüme ışık sokamadı. Mutlu oldum. Hep kar olsa, ben hep mutlu olsam.. (wishful thinkin) Juliet var, komşum. French bulldog olur kendisi birazcık. Sarıldım, koklaştık. En büyük hayallerimden biriydi onunla karda yuvarlanmak. Yaptık :) Hayvan demeye dilim varmıyor hayatımdaki çoğu insana bakınca..öyle empatik, hissiyatlı bir varlık ki.. Juliet candır, canımdır.

Mutlu oldum yahu ! ehehehe :)

Gene böyle ık bık saçlamalayanlar oldu tabii bu süre zarfında. Yaz olduğunda mutlu olmayı hedefleyip bir türlü mutlu olamayan insanlar var ya, hı hı onlar işte. Öyle de mutsuz, böyle de mutsuz. O yüzden hep yağmur, hep kar yağsın. Ben bari mutlu olayım.
Amk, yazın da benim enerjimi emiyorsunuz, kışın da..jeneratör müyüm ben amk ? Fuckin energy vampires !

Arkadaşlaaaar.. ben artık enerjimi sizinle paylaşmak istemiyorum. Aramayanı aramayacağım. Önemli günleri asla unutmam, -mış gibi yapacağım. Doğum gününüzde arayan tek kişiyi de kaybetmiş bulunmaktasınız. Ben çekiliyorum. Kendi dünyamda yeterli ve mutluyum.
Hani kalabalık ya herkes, ne kadar öyleyse o kadar yalnız, o kadar enerji emmece..

Size huzur diliyorum. Kendinizle barışmayı, herşeyi olduğu gibi kabullenme direnci diliyorum.

iyi geceler. :)

2 Ocak 2017 Pazartesi

bro-ken

Sizin hiç kalbiniz kırıldı mı?
Yoo..öyle değil. Ben de bugüne kadar kırıldı sanmışım ama öyle şeyler oluyormuş ki hayatta,gelen gideni uçuruyormuş..
Öyle işte..