28 Ocak 2019 Pazartesi

woe-man

Aldatmanın etik olmadığını savunmak yerine neden bir hastalık olduğunu kabul etmiyorsunuz?

Bu tamamen bir ilişkideki karşı cinsler arasında olur. Karşı cins derken kastettiğim bir kadın ve bir erkek değil. Bu ilişkideki rollerin karşıtlığı. Bir taraf her daim pasiftir, diğeri de onun pasifliği doğrultusunda aktif. Tabii burada da algı farklılığına düşüyoruz. Erkek kişisi için "sahip olmak" tamamen bedenenken, kadın kişisi için aidiyet ruhendir. O yüzden bazı kadınlar sahibi olur bazı erkeklerin ve o erkekler bu açığı kapatmak için onu erilliği yönünden besleyen kadınlarla cinsel birliktelik yaşarlar.Fizyolojik görünen psikolojik bir rahatsızlık. Erkekler bu yönüyle köpekler gibidir sahipleriyle olan ilişkilerinde. Eve gelen hırsız, sahibinden daha sıcak ve samimiyse onun yanına gider, evini açar. Kadınlar ise bu konuda biraz daha kediler gibidir. Yıllarca sesini çıkarmadan, herhangi bir taşkınlık ya da aşağılık güdüsüne bürünmeden yaşayabilirler sahipleriyle. Ama bir kediye hiç bir zaman sahip olunmaz. Ruhen seninle olmak zorunda değildir, canı uyumak istiyorsa istediğin kadar yırtın, gelmez. Sadakat tanımı da bu sebepten farklıdır erkek ve kadın perspektifinde. Köpek kıskançtır aynı zamanda. Kedinin mizacında yoktur böyle tribal şeyler. Aslında kadına itham edilen tüm söylemler erkek dünyasında yapı taşıdır. Fakat yine belli başlı açıklardan ötürü yükü karşı cinse ithaf ederler.
Gerçeğe dönersek, asla hem bedenen hem de ruhen olamayız bir kişiyle. Insan doğasına aykırı her şeyden önce. Kendi dönüşümünü tamamlayamadan nasıl neyi gerçekten istediğine karar verebilir ki ? İşte "aldatma" denilen şeyin çıkış noktası buraya dayanır ;
Görünüşte sosyolojik, derinlerde psikolojik , görünürde ise bir hayli fizyolojik.

14 Ocak 2019 Pazartesi

a gift

You know what ?

You treated me like shit :)

Now you can go.