3 Aralık 2018 Pazartesi

december medley


Yılın en güzel zamanları, son zamanları..artık pek de bir beklentisi kalmamış, zirveye çıkmış, aşağı atlamayı bekler gibi açmış kollarını bir kartal misali, rüzgarı hissediyor..benim hüzünlerim de bir hayli beslenir bu anlarda, coşar, sığmaz olurum gene gecelere.

Yıllar devrildikçe hazmedişlerim kolaylaşıyor. Geçmişten kopamıyorsam eğer, bunu future-friendly yapabilmeliyim diyorum, deniyorum ve sanırım başarıyorum. Kendimi zaman zaman Aralık ayı gibi hissetmem, bu anlara özel olarak ilgi duymam bundandır. Nasıl da kendine özgü bir ay; üşümek üşümek gibi, kahve kahve gibi. Her şeyin bu kadar net olduğu bir zamanda, benim şu bir sonraki ziyarete kadar tozlanmasın diye üstünü örttüğüm hissedişlerim de uyanır. En çok Aralık'ta hissettirir yaşadığını, sonra yine gidişini ve bir sonraki ziyarete kadar uykuya dalışını. Her yönden her şeyi bu kadar canlı ve empatik hissetmem de bundandır.
Sabahın keskin ve diriltici serinliği, kapalı mekanlara girildiğinde bizi karşılayan buharın kokusu, kahve fincanıyla biri ısınırken diğeri soğuk kalan el, şal ve bereye sarınıp rüzgarı kucaklamak ve rüzgara karşı yürürken varlığını en çok hissettiren yokluğun..
Yokluğunun yeri var, ama senin yok, çünkü sen de yoksun. Hissedişlerim var, kalp çarpıntılarım, ağrılarım var, özlemimi bir nebze de olsa dindiren rüyalarım var sana dair uyanmamla kabusa dönüşen. Düşlerim var ayaklarımı yerden kesmeden dengeli devam etmemi sağlayan,seninle alakalı ama sensiz. Ziyaretçileri avlusunda ağırladığım bir canevim var artık, geçmişin temelleri üzerine kurulmuş ve geleceğin renkleriyle canlanmış, an'dan başka bir an'a dair pek umudu olmayan.

Ona, sana, buna dair değil bu iç döküntüleri, Aralık'ın harmonik melodisinden..belki de sadece benim duyabildiğim ve senin ne yazık ki hiç duyamayacağın.

yet another December, another you..

21 Eylül 2018 Cuma

self-awareness


Moduma göre dinlediğim şarkılar var benim. Doyamıyorsam peş peşe/art arda/cılkı çıkasıya dinlerim. Bir yerden sonra başka bir parça girer hayatıma,diğerini askıya alır,onu dinlerim. Sonra bunların bazıları elenir, bazıları da "eskitemediklerim" olur ve çok modlu durumlarıma eşlik eder. Sanırım ilişkiler de böyle : yaz şarkıları vs yaz aşkları, örneğin.Tırt, kış sonrası gelen,enerji dinçleştiren ve güneş dostu. Zayıflayan güneş ışınları Eylül'de hüküm sürerken son bulur genellikle.

Zaten aşk birazcık da kişisel seçimler sonucu üremiyor mu? Kılıfının aksine aklı başından alan bir şey değildir yani. İtiraf edilemeyen, bastırılmış hislerin etten görüntüsüdür aşk.
Aşk, özbenlik için alınmış bir ötenazi kararıdır; ömrünü sen biçersin.
Bunun altına sığınıp, "delilik" kabuğunu kırmaktır. Yapılan / yıkılan eylemler de bu deliliğin meyvesidir aslında.
Kendine küçük elektroşoklar ver(dir)mektir. Acı ise hedef, acıyı besleyene gidersin. Bu yine senin tercihindir. Aslında kişiler değildir tutukluğun sebebi, o hissi verebilen(ler)dir. İhtiyacın olanı alabildiğin sürece aşktasındır, aşıksındır.
Ne kadar savunmasız olursan ol, karşı taraf asla yüzde yüz bilemez orada niçin olduğunu. Aşk; bencillikten doğar, sencillikte ürer ve poligamide közlenir. Karmakarışık bir deneyimdir aşk, çok da yitirmemesi gerekir gizemini.

Bir kere gelmişsen zaten buralara, zaafının zaafı olursun ve bir daha da asla eski tadını vermez. Bu yüzden zordur geçmişten kopmak.
Her ne kadar umut verici oluyorsa her geçen gün bir öncekinden, geçmişe olan özlem o kadar şiddetli artar, acıtır ve arzulanır.
Gelen gideni aratmaz, giden olmaz çünkü. Gelenlerin askıda mı kalacağı yoksa eskimeyenlerden mi...

14 Eylül 2018 Cuma

kabuk

Bazen istemsizce üzerine bastığım salyangozun görüntüsü hak edişinin sonucunda kırdığım insanların bürüntüsünden daha üzücü geliyor..

28 Temmuz 2018 Cumartesi

كارثة

Hiç alakası yok aslında..
Artık mekanlar bir şey ifade etmiyor..
Her sabah işe giderken gördüğüm Rumeli Cafe ve o otelin bir anlamı yok yani..
Bir de müzik dinlerken bilmemkaçıncı kez dinlediğim parçanın müthiş bir detayını farkettiğimde.. böyle şeyleri paylaşırken çok heyecanlı olmanla alakası felan yok..
Bir gece rüyamda karşılaştığım adamın, yüzünü döndüğünde sen olduğunu görmemle kalbimin zemindeki havlarını havalandırması..
Bu belanın bana yeniden sarma çabasını görmem ve sana da sardığını hissetmem de tesadüftür bence.
Özlediysem demek ki..