17 Eylül 2016 Cumartesi

pure


Salt acı çekmeyi özledim.

11 Eylül 2016 Pazar

münir


Bir tek kış gelirken ve giderken korku duyarım.
Gelirken, yeni sezon kıyafetleri ya bir daha göremezsem diye..giderken de mevcut kazaklarımı ya bir daha giyemezsem diye..
Çok umutlanır, çok beklentiye girerim, öylece beklerim. Hep bir şeyleri beklemiyor muyuz zaten ?

Bekleyecek bir şey olmadığında eskiye dönüp bakıyorum. Kısa süre içinde gerçekleşen iş,eş..değişimi. Olmazsa olmaz dediğim insanların hayatımdan çıkışı, yerlerinin dolmayışı, çok sevdiğim iş yerimin buz gibi bir kamu emsaline dönüşmesi, her seferinde "hah bu sefer son, oldu galiba" dediğim adamın benden ayrılışı,hem de öylesine hazırlıksızken ben.. maddi sıkıntıları eklemek gereksiz benim gibi maneviyattan öğüren bir insan için. Gidenlerin götürdüklerinden bahsedecek enerjim kalmadı-ki elimde de kalan pek bir şey yok. Geceler de artık gündüzler kadar uzun, ani ısı değişimleri oluyor. Anılar var sonra, paylaşımlar..o insanlar düzgün hayatlarında indirimli öğretmen akbillerini kullanarak uzaklara gittiler. Elim kolum bağlanmış, bir şey bekleyeceğim günü bekliyorum.

Kulaklarım çınlıyor. Uyusam uyanamıyorum. Bu sefer istemdışı. Ürkütücü olan da bu zaten. Kontrolüm dışında bir yanlış/hata yapmaktan korkuyorum. Bu kadar çok korkuları olan bir insan değildim oysa ki.

Beklentisiz beklediğim insanların gelmeme ihtimalinden de korkar oldum.

Ama herkesin beklentisine inat, yalnızlıktan korkmaz oldum. Beni yalnızlıkta cezalandıramaz,ancak ödüllendirirler. Sonuçta hepimiz yalnız değil miyiz gün bitiminde ? İnsanların yalnızlıktan anlayışı da çok önemli tabii. Bazıları sadece erilliklerini pekiştirme güdüsüyle ararken, bazıları ikili ilişkilerindeki problemleri bir üçüncü kişiye -bana- anlatmak için arıyor. Gece olduğunda yine yalnızız.

Major Depresyon belirtileri gösteriyormuşum. Ben adını Münir Depresyon koydum. Özkul amca gibi ölemedi, gidemedi, bitemedi,..diye.