24 Haziran 2017 Cumartesi

yüzsüz

Bugün yine bir farkındalık patlaması yaşadım ;

Biri ya da birileri varken yalnızlıktan çığlık çığlığa bağırıyormuşum.

Oysa şimdi tamamen yalnızım.

Bas bas bağırıyorum, duyan yok.

Duyurmak için de bir çaba sarfetmiyorum eskiden olduğu gibi.

Çünkü teşhis koymak, adını koymak ya da ne olduğunu bilmek nerede olduğunu bilmemekten bir adım öne atar seni.

Ben böyleyim, yalnızım.

Sen neredesin peki ? Kendini kandırabiliyor musun hala ?

Cevaplarla yüzleşebilecek yüzün var mı ?

19 Haziran 2017 Pazartesi

that day

https://www.youtube.com/watch?v=oSCfu8L4lDo

Bundan dört sene önce yine bir Haziran akşamı çılgınlar gibi yağmur yağıyordu.
Bu sefer gündüzden belli değildi yağacağı, oysa ben hazırdım botlarımla..
O gün beklediğim yağmurdu, yalın ve sek..
O gün saçlarımdan süzülüp beni sevip geçen damlalar kalbime ok gibi batmıştı.
Ve ben sana yine bilmemkaçıncı kez aşık olmuştum.
Değişik bir his..aşina ama her seferinde ilkmiş etkisiyle korkutuyor.
Kocaman çünkü, sarsıyor.
Yatarken "and the world returned" ,uyanırken "crystal planet" gibi..
Tabii bunun bir de gün ortası soundtrackleri var; ben yine siyah-beyaz'da kalayım.
Sana aşık olmaktan korkmadım hiç..aksine bıraktım kendimi,çünkü aşk'tı..sonu hep hüzün,yoksunluk..
Bu bilmemkaçıncı kez içine düştüğüm aşk, her defasında benden bir değil,binler götürdü.
Tek taraflı olunca yenilenmedi, tüketti kendini.
Oysa sen hep vardın..yerin,yurdun belli..
Ben gittim. Tutunacak bir parçan yoktu, vardı ama soğuk ve mat.
Hissedemedim.
Hissettiremedim.
Hissiz olamazdım. Seni hissizlikle göremedim ben.
Tek başıma taşıyamadım. Toparlandım, çıktım gittim hiç bir zaman ait olmadığım evimden.

Bugün yine yağmur yağdı, ıslandım. Tek fark, bu sefer güneş de vardı, inadına.
Boşluğunun yeri sızladı, seni aradı. Elimle ısıttım orayı, tuttum.
Korkacak bir şey yoktu ki..

Gülümsedim ve devam ettim.

Bugün bu aşk'a pas vermedim.