22 Şubat 2014 Cumartesi

mirror


İnsan çok kolay kandırabildiğini düşünür. Belki de farkında olmadan en alışkın olduğu şeyi yapıyordur.
Belki de insanın en başından beri kendini kandırabilmesinden kaynaklanıyordur.

Çocukluğumuzdan beri birtakım masallar,hikayeler..vb ile bugünlere geldik. Hepsinin gözle görülmese de yürek zıplatan etkileri oldu hayatımızda. Hele biri var ki, içinde yer eden şu cümleleri barındırır :

"Ayna ayna söyle bana, en güzel kim bu dünyada? "
Ayna da hep beklenen cevabı verir.

İşte insanın kendini aldatmasının / kandırmasının miladıdır bu cümlelerle tanışması.

Çünkü ayna, iyi ve güzel olana beklediği cevabı verir. İnsanlar güne uyandıklarında tek bir yüz görürler ya da gördüklerini sanırlar. Güne iyi ve güzel başlama güdüsü aynadan ve yansımasından alınır. Kendinde ufak bir tereddüt ve huzursuzluk hisseden kişi, aynaya koşar. Yine aynı şey : yenilenme, sıfırlanma, hatta belki de küllerinden doğma.

Peki ya aynada gördüğümüzü sandığımızı görmüyorsak gerçekte ?
En başından beri objektif olamayan bir bakış açısıyla aynalara bakmak?? Beynin içindeki sancılı kumpasların doğurduğu hezeyanlar silsilesi gördüğümüz. Sanrılara tutunmuş hayatımız var, yalın ve gerçek olan da onun bittiği yerde.

Aynadan daha samimidir yalnızlık ve yanında getirdiği sonsuzluk..
Asıl "yüz"leşme, aynanın olmadığı yerdedir.

6 Şubat 2014 Perşembe

evanescent . .


Saat : 3:33 a.m.

Hep bir koşuşturma, bir yarış..
Nereye gidiyor, neyi bekliyorum ?
Bazen bir rampa çıkıyorum, bazense yokuş aşağı düşüyorum. Birileri beni itiyor her durumda da..Sanki başka birilerinin hayatını yaşıyorum. Uzaklarda bir huzur var, sonsuz bir huzur,düz,dümdüz.. Nefesin yağ gibi kaydığı, hiçbir organın batmadığı..

Eğer bu dünya faniyse, sonsuzluk içinse buradaki tüm bu yarış, o halde sonsuzluğa yakınlaşmak, bu süreyi kısaltmak veya uzatmak benim elimde olabilir. Ebedi bir huzurdan bahsediyorum. Ait olduğum yer, diğer insanların olmadığı, gerçekten yalnız olabildiğim..
Çünkü ben türümle başarılı olamıyorum. Yalnızım. Taksim gibi bir yerde çalışıyorum, binlerce yüz görüyorum. Hepsi soğuk,hepsi samimiyetsiz,yabancı..

Uyuyamıyorum. Uyusam, uyanmasam..Yalnızlığım ve ben ait olduğumuz yerde olsak, kavgasız, yalansız..

Süreci hızlandırmalı ; iniş-çıkışlar hasar bırakıyor, çıkış yolunu göremiyorum.

Oysa okunmamış çok kitap var, sulanmaya ihtiyacı olan çiçeklerim bir de.. onlar öylece bekliyor, yüzyüze bakıyoruz..
Ben artık bekleyemiyorum. İçimde sabırsızca gezinen birşeyler var ; huzur ve sonsuzluğu çağıran, eller açık, bekliyor. .

Ey ölüm,

Neredesin ?