9 Nisan 2017 Pazar

scenes from a "spring" day

Nisan 9..

Bahar gibi, ama değil. Gökyüzü renk ve şeklen sonbahar sonuymuş hissiyatı veriyor. Sanki yazı es geçip, kışa dalacakmışız gibi.
Gözlerimizin önünde mevsimler değişiyor, küçük alanlarda pek hissedilmiyor gibi anlaşılsa da, resmin tamamına bakınca dünyanın yok oluşu hızlanıyor. Bizler ise kendi bencilliklerimizde şuursuzca vakit harcarken burnumuzdaki sümüğü bile ihmal ediyoruz.

Insanlar çok zararlı mahlukatlar. Bugün belki yıllar sonra çimenlik bir alanda bir sürü yabani papatya gördüm. Sonra falı geldi aklıma. Ne kadar saçma bir zihniyet ! Olabilitesinden vazgeçmiş olduğun bir dava için, bir canlıyı kopartıyorsun, suyla buluşması halinde yaşama ihtimali varken,o yarı baygın bir haldeyken canlı canlı yoluyorsun : "seviyor,sevmiyor,seviyor.." Aslında sonucunu çok da iyi bildiğin bir şey için bir canlının yaşama hakkını elinden alıyorsun. Üstelik "sevmiyor" ile pessimist bir başlangıç yaparsan sonuç istisnasız "seviyor" çıkıyor. Bu da işin başka bir ironisi.

Empati yok hiç. Papatya olarak yaratılmış olabilirdin ve senin o çok sevdiğin,geçen sene şans eseri paçayı zor kurtardığın bahar ayı, "yine bir insan mahlukatının bir akrabanı ya da seni kopartıp yolması riskiyle" strese dönüşebilirdi. Sevgi ararken sevgisizlik saçmak çok da lüzumlu bir şey olmasa gerek.

Yine de Nisan güzeldir. Algılarım açılır, her Nisan yeniden doğar, bir yaş daha gençleşirim ben.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder