3 Ağustos 2024 Cumartesi

güm pat çat

Eski neşemi çok özledim ben.
Üzülüp ağlayıp şeklini kaybetmiş suratımla bir anda kalkıp göbek atmayı da..
Kırılıp yıkılıp yine de yeni tanıştığım insanlara açtığım kütük kafalı kalbimin arsızlığını da..
Hee bir de nerede ve kiminle olduğumun önemini silip atan, bir parmak şıklatması ile yanında bittiğim adamı. 

Şimdilerde tadım tuzum yok, -mış gibi geçiyor, içindeyken rüyada olduğunu biliyorum. 
Göbek atmalar da kalmadı zira hayalimde çıktığım sahnenin önünde izleyenler yok. 
Artık insanlara şans da veremiyorum çünkü ilk anda nereye kadar gidebileceklerini görüyorum ; hep görüyordum da, hani belki bu sefer.. neyse. 
Kırılmıyorum da bu sayede. 

Bir öğretmen olarak okul ve öğrencinin olmadığı bir yerde yaşamak istiyorum, böyle ütopik bir tutunma arayışları var fonda devam eden. 
Öte yandan beni harlayacak bir tutku, küle dönüştürecek değil. Her saniyesini doku doku hisseden ve hissettiren, hakkını fazlası ile verebilen bir tutku.. alışverişten öte bütünleşme, ama nerdeee? 
Ne o yürrreeeeekk ne de o y*rrrrrrak ! 

Hünkarım, sanırsam gebeyim. Ama Tarkan şarkısı gibi "hasrete"..

En çok eski halimi özledim ben. Öğrencilerimin tabiri ile depresif olduğunu söylerken bile eğlendiren halimi. O zaman durum başka idi ; minör depresyonumda majör kahramanlar vardı. Şimdilerde majör yalnızlıkta minör bireyler var, ultra etkisiz ve yaz yağmuru gibi, hani ne derler : sertti, çabuk yumuşadı. 

O değil de, gözleri yaşlıyken bile girdiği ortama ışık saçan uzun siyah saçlı bir kız vardı ve taa o zamanlar da küçük göğüslü idi, heh, o kıza ne oldu ? 

Ne oldu da o kızdan geriye mevzubahis salt küçük göğüsler kaldı ? 

Ve majorite nasıl kendi ham beyninin sözde doluluğu kibriyle doygun bir küstahlığa bürünüp sadece göğüs düşünür oldu? 

Artık daha çok azınlıktayım. O kız da terk etti beni. 

Hala uykuda mısınız ? Ben henüz uyumadım da..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder